Cennet Kokulu Annem
Hüznün kırık gölgesi duvak olmuş yüzüne,
Gözyaşındaki sitem desen çiziyor anne!
Durulmuş ipek sanki sükut düşmüş özüne,
Görünmez mateminden çile sızıyor anne!
Manadaki olgunluk ışıldarken her yana!
Merhametin nur saçar en karanlık vicdana,
Gülün kalbinde adın alnında yüce yazgı,
Gönlün Kâbe kapısı semaya dönük her dem,
Şükürle biçimlenir kalınlaşan her çizgi,
Sinendeki nüvede saklı incidir erdem.
Kutsiyetin ad olmuş Fatıma’da hicrana,
Sümeyye’nin göğsünden akan onurlu kana!
Yıldızlar kümelenir çözülen saçlarında,
Sessiz çığlığın düşer karanlık gecelere,
Umudu yeşertirsin açık avuçlarında,
İsmindir şeref veren anlamlı yücelere.
Serzenişlerim sensiz yaşadığım her güne,
Anne, sen yanımdayken ölümler eş düğüne!
Yağmur sonrası açan gelincik ahengisin,
Yaşmağındaki aktan süzülürken iffetin.
Süslü gökkuşağının sekizinci rengisin,
Masum çocuk dünyamı mühürlerken saffetin.
Sen canımda oldukça, şükür dolar her an’a,
Varlığımı kuşatan en güzel şeysin ana!
Sarılıp okşadıkça cennet kokulum derdin,
Oysa cennet bahçesi merhametli kucağın,
Bin bir meşakkat ile bana bir ömür verdin,
Sen benim gözbebeğim ben nazlı yavrucağın.
Aynadaki suretim ne çok benziyor sana,
Anne, bırakma beni, hiç bırakma yabana!
Yıllar acımasızca kan süzmüş nefesinden,
Istırap çiçekleri seni yorgun bırakmış,
Umut bestelemişsin bebeğinin sesinden,
Tevekkül dinginliğin sabır saçında akmış.
Ruhumu sıvazlarken ellerindeki kına,
Melekler konuk olsun cennet düşlü uykuna!
Kararsız iklimlerin hayat veren yazısın,
Dilindeki dualar ömre bahar nakışlar,
Kaderime hükmeden en mukaddes yazısın,
Sevincimle şenlenir elem kokan bakışlar.
Şefkat yüklü buseler sevda işlerken cana,
“Annem” diye haykırmak istiyorum cihana!
|