|
|
|
GEL EY GÖNLÜMÜN SULTANI
Gözlerimiz yollarda tükendik artık bil
Ruhumuzu kaplayan ye’si artık sil
Yanaşacak ne bir liman kaldı ne de bir sahil
Kıyılara vuran yakamozla gel
Bir haber ver ne olur, nerelerdesin
Göklerde misin yerlerde misin
Dönülmez bir uzun seferde misin
Sonbaharda düşen yapraklarla gel
Ufkumuz hep sensiz karanlık kaldı
Ümitler yıkıldı beşer ye’se kapıldı
Güneşlerimiz söndü yıldızlar kaydı
Tan yeri ağarırken güneşlerle gel
Topraklar çatladı; tomurcuk düştü
Tohumlar kimsesiz, belalar üşüştü
Yetimiz bilesin, kaldık diz üstü
Nisanlarda yağan yağmurlarla gel
Bülbüller sustular; güller hep soldu
Senden kalan bahçeye baykuşlar doldu
Sevenlerinin ne evi kaldı ne yurdu
Çiçeklerin üstünde lalelerle gel
Keremler hep öldü, aslılar yasta
Ferhatlar kayıptır, Şirinler hasta
Mecnunlar avare, Leylalar gamda
Sevgiliden gelen buselerle gel
Bu uzun kabusun sonu var elbet
Karabasanlarımızı rahata kalbet
Gün doğmak üzere az daha sabret
Sonu olmayan hülyalarla gel
Sana söylenecek birkaç dilek var
İstemiyoruz ne dünya ne yar
Bizlerle olursan en büyük bir kar
Bir fecir zamanı dualarla gel
SEVGİYLEKALIN...
|
|
|
|
|
|