|
|
|
Kayınvalide 3 Damat
Bir kayın validenin üç damadı varmış. Birgün bunlar tatile denize gitmişler. Kayınvalide "bakayım damatlarım beni ne kadar seviyor" deyip atlamış denize ve boğulma taklidi yapmaya başlamış. "Büyük damadım boğuluyorum ne olur kurtar beni" demiş. Büyük damatta hemen kurtarmış. Ertesi sabah büyük damadın kapısında bi reno laguna üzerinde de bir not "sevgili damadım hayatımı kurtardın kayınvaliden". Ertesi gün ortanca damadı denemiş aynı şekilde oda hayatını kurtarmış onunda kapısında bi reno safrane ve üzerinde bi not: "sevgili damadım hayatımı kurtardın kayınvaliden". Sıra küçük damadı denemeye gelmiş. Ertesi gün yine denize girmiş. "Damadım boğuluyorum ne olur kurtar beni" demiş. Küçük damat "s.kt.r lan boğulursan boğul demiş. Kadında oracıkta boğulup ölmüş. Ertesi gün küçük damadın kapısının önünde bi ferrari üzerinde de bi not "Sevgili damadım hayatımı kurtardın kayınpederin."
---------------------------------------------------------------------------
Vatandaşlık Haaa
Uzun cabalar sonucunda Alman vatandasligina kabul edilen genc,
babasina surpriz yapmak icin sevinc icinde eve kosmus:
- Babaaa, bak Alman vatandasiyim artik...
Birinci kusak milliyetcilerden olan baba cok sinirlenir:
- Ulan soysuz, hangi yuzle gider de Alman vatandasi olursun, diye
gurlerken oglunun suratina bir de Osmanli tokadi askeder... Kosa kosa geri donen oglan bir yandan da soyle soyleniyormus:
- Su hale bak yaa, Alman vatandasi olali bir saat gecmedi Turklerle basim belaya girdi...
--------------------------------------------------------------------------
Bebek
İlkokulda 3 Laz Öğrenci Bebeklerin Nasıl dünyaya geldiğini konuşuyolarmış..
Dursun şöyle demiş: -Pizum ailede bebekleri hep leylekler geturur..
Fadime şöyle demiş: -Bizde bebekler gül bahçesinden çıkar..
Temel de şöyle demiş: -Piz fakiriz..Pizde bebekleri annem kendisi yapayi..
------------------------------------------------------------------------
AYNA
istanbul'dan gelen bir kadın bir dükkânda aynasını unutmuş.
Ve böylece tarihte ilk kez Kars'a ayna girmiş olmuş!
Kadın gittikten sonra dükkân sahibi aynayı görüp eline almış...
Daha önce hiç kendini görmediği için ölen kardeşine benzetmiş
karşısındakini.
- Ey gidi gardaşımm, seni bi daha görmek nasipte varmış!
Aynayı eve götürüp sarılıp uyumuş kardeşine.
Karısı bakmış, adam bir şeye sarılıp uyuyor!
Almış aynayı bir bakmış bir kadın!
— Allah belanı vireee. Bu karı da kim?
Bi boka da benzese diyerek feryat figan evden çıkmış kadıya gitmiş.
— Kadı efendi adam beni bu çirkin karıyla aldatiiii
Kadı aynaya bakmış ve şöyle demiş : 'Yav bu karıdan çok kavata benziir'
KENDİNİ ZEKİ SANAN ADAM
TUVALET KAPISI
Oymakbeyi, izci adaylarını karşısına toplamış, onlara izciliğin ilkelerini anlatmaya çalışıyordu:
- Bakın çocuklar, dedi. Bir izci, her gün, hiç olmazsa bir kez birine yardımcı olmalıdır.
Hastalara...Yaşlılara...Muhtaçlara...Her sabah okula geldiğiniz zaman size birgün önce nasıl bir iyilik yaptığınızı soracağım.Tamam mı ?
Ertesi sabah Oymakbeyi çocukları toplayıp sordu:
- Söyleyin bakalım...Dün ne gibi bir iyilik yaptınız ?
Bütün çocuklar, hep bir ağızdan:
- Yaşlı bir kadının karşıdan karşıya geçmesine yardım ettik efendim.
Adamcağız şaşırdı:
- Hepiniz mi ?
- Evet efendim, hepimiz birden.
- Neden ?
Çocuklardan biri cevap verdi:
- Kadın karşıdan karşıya geçmek istemiyordu, ondan efendim ..
---------------------------------------------------------------
AVCI
Ava çıkmış adam, başına gelenleri anlatıyormuş : -Ormanda ilerlerken, karşıma kocaman bir Ayı çıkmaz mı?Çifteyi doğrultacak vakit yok!..Silahı bir kenara attığım gibi başladım kaçmaya.Fakat Ayı peşimde!Benden hızlı koşuyor.Bir ara ayının sıcacık nefesini ensemde hissettim.O kadar yaklaşmıştı.Derken Ayının ayağı kaydı, yere düştü...Fırsat bu fırsat, tabana kuvvet arayı açtım.Ama Ayı toparlandı, kalktı, bana yetişti.Yine nefesi ensemde... Pençesini uzatsa omuzumdan yakalayacak.Allahtan tam o sırada yine Ayının ayağı kaydı, yere düştü.Talih bana gülüyor!Hızımı arttırabildiğim kadar arttırdım, yeniden arayı beşyüz metre kadar açtım.Tanrı sizi inandırsın arkadaşlar, Ayı yine bana yetişti.Yine nefesi ensemde...şansa bakın...Ayının tekrar ayağı kayıp yere düşmez mi? Serüveni dinleyenlerden biri dayanamamış : -Sen de çok yürekliymişsin kardeşim!...Hayvan bana üç defa nefesi enseme gelecek kadar sokulsa, çok ayıptır söylemesi, ben korkumdan altıma ederim. Avcı dönüp ters ters sözünü kesene bakmış :
-Lafı karıştırma yahu!Ayı üç kez neyin üstüne bastı da ayağı kayıp yere düştü sanıyorsun?
----------------------------------------------------------------
FANATİK
Bir futbol fanatiği adam birgün arkadaşının yanına gider. Arkadaşı ise ölüm döşeğinde azraille boğuşuyor. Adam perişan arkadaşına der:
-Bana bir iyilik yap ve öbür tarafa gittiğinde orda da futbol var mı yok mu diye haber ver. Arkadaşı tamam der. Adam öldükten iki hafta sonra fanatik arkadaşını odasında ziyaret eder. Adam arkadaşının hayaletini görünce şaşkınlıkla kalkar. Ölü arkadaşı :
-Sana bir iyi bir de kötü haberim var, ilk önce hangisini söyleyim? der.
Arkadaşı :
-"İyi haberden başla".
-"İyi haber her Çarsamba arkadaşlarla maç yapıyoruz. Kötü haber ise, bu Çarsamba kalede sensin.
-----------------------------------------------------------------
POLİTİKA
Bir gün çocuk eve gelir ve babasına
- Bize politika nedir diye ödev verdiler, der. Baba yanıt verir:
- Bak oğlum ben kapitalizm, hizmetçimiz işçi sınıfı, annen devlet, sen halk, kardeşin ise gelecek.
Gece oluyor ve kardeşi ağlıyor. Bakıyor ki kardeşi altına doldurmuş. Babasının odasına gidiyor babası hizmetçiyle yatıyor, annesinin odasına gidiyor ve annesi uyuyor. Çocuk gidip yatıyor sabah kalkıyor ve babasına diyor ki; baba ben politikanın ne olduğunu öğrendim. Kapitalizm işçi sınıfını kullanıyor, devlet uyuyor, halk kimsenin umrunda değil ve gelecek b.k içinde...
----------------------------------------------------------------
KAZA
Bir kadınla bir adam ayrı ,ayrı arabalarında giderlerken çarpışırlar. İkisinin de arabası mahvolur ama şans eseri ikisi de hiç yara almadan kurtulur. Arabalarından sürünerek çıkarlar ve kadın adama bakıp:
- Çok ilginç! Sen erkeksin ben de kadın. Arabalarımız mahvoldu ama ikimize de hiçbir şey olmadı. Bu belki de tanışıp, dost olup, hayatimizin sonuna kadar huzur içinde birlikte yasamamız için bir işarettir,' der.
Müthiş heyecanlanan adam:
- Evet, galiba haklisin,' diye cevap verir şaşkınlıkla. Kadın :
- Bak, arabam hurdaya döndü ama bir şişe şarap sapasağlam. Bu kesin bir işaret. Bu şarabı içip şansımızı kutlamalıyız,' diye devam eder ve şarap şişesini adama uzatır. Adam şişeyi alır, açar ve yarısını içip kadına verir. Kadın hemen şişenin mantarını kapatıp adama geri uzatır. Bunun üstüne adam sorar:
- Sen içmeyecek misin? Kadın cevap verir :
- Hayır, ben polisi bekleyeceğim!..
----------------------------------------------------------------
MÜHENDİS
Kayseri'nin bir köyünde imece yöntemiyle yol yapılıyor. Bunun için de eşekten yararlanılıyor. Eşek hangi yolu izlerse, orası genişletip araba yoluna dönüştürülüyor... Köye gelmiş olan Amerikalı Barış Gönüllüsü, ne olup bittiğini kavrayamadığı için sorar :
- "Ne yapıyorsunuz böyle?"
- "Yol yapıyoruz."
- "Bu eşek ne için?"
- "O, yolun mühendizi. Yola uygun geçeneği o gösterir."
Barış Gönüllüsü katıla katıla güler :
- "Ya eşek bulamasaydınız?
- "İşte o zaman Amerika'dan mühendis getirirdik!"
--------------------------------------------------------------
KÖTÜ HABER NASIL VERİLİR
Istanbul'da üniversitede okuyan genç kiz Ankara'daki babasina telefon etmis:
-"Baba, meraba. Ben Lale...."
-"Ooooo. Güzel kizim benim. N'abersin bakalim?..."
-"Hiç sorma babacigim. Hiç keyfim yok valla..."
-"Hayirdir? Bi sorun mu var?...
Kiz aglamaya baslar; babasi ise üzüntü ve meraktan kafayi yemektedir:
-"N'ooldu kizim? Anlatsana..."
-"Murat evi terketti. Bosanmak istiyormus..."
-"Ne evi lan? Ne bosanmasi? Sen ne zaman evlendin de bosaniyorsun?..."
-"Hani senin hiç hoslanmadigin esrarkes çocuk vardi ya. Ben onunla evlendim."
-"Iyi halt ettin, zilli. Neyse, artik yapacak bi sey yok. Versin mahkemeye, hemen bosanin..."
-"Bosanalim ama benden 10 milyar istiyor. Eger vermezsem, iyi zamanlarimizda çektigi çiplak fotograflarimi Internetten herkese yollayacakmis...."
-"Püüh. Rezil... Çiplak fotograf çektirdin, öyle mi?"
-"Ama babacigim. O benim kocamdi. Ne biliyim böyle bir pustluk yapacagini."
-"Peki. Olan olmus artik. Yarin havale ederim parayi...Ögleden sonra Bankaya gidip çekersin; sonra da alip yakarsin o kahrolasi fotograflari..."
-"Sagol baba. Eeee. Sey...Bi de kürtaj için 2 milyara ihtiyacim var..."
Adam artik iyice fenalasir. Boguk bir sesle konusur:
-"Kürtaj mi? Bi de hamile mi kaldin o çocuktan sen?..."
-"Aslinda ondan degil... Zenci bi çocuk vardi...Zaten o yüzden ayriliyoruz ya...."
Adam bayilmak üzeredir. Nabzi yükselir, tansiyonu düser, artik inleyerek konusmaktadir:
-" Biz seni oraya okumaya yollamistik. Sen ne haltlar çevirmissin. Allahim. Nedir bu basimiza gelenler...Okulu bititir bitirmez Ankara'ya dönüyorsun, yoksa kirarim bacaklarini..."
-"Istersen hemen dönebilirim babacigim. Ben geçen yil okuldan atildim çünkü..."
Adam masanin üzerindeki soguk su dolu sürahiyi basindan asagiya devirir ve ancak bu sekilde konusmasini sürdürebilir:
-"Okuldan mi atildin? Hani birlikte avukatlik yapacaktik, zilli?...Eh ulan? Sen hele bi gel buraya. Ben sana yapacagimi bilirim. Evden disariya adim attirmiycam sana. Ilk isteyenle de evlendiricem...."
-"O is zor be baba. Biliyorsun, moda oldu, artik evlenmeden önce esler birbirlerinden saglik raporu istiyorlar... Pek iyi bi rapor sunacagimi zannetmiyorum ben..."
-"Allahim, çildiracagim... Bir de cinsel hastaliklar haaa.....Kesin o zencidendir..."
-"Çok pis arkadaslari vardi. Bilmem artik hangisinden kapmisimdir..."
Güm diye bir ses duyulur. Adam kisa bir süre için kendinden geçmistir; ancak hemen kendisini toparlayip tekrar telefonu alir.
-"Hemen bu aksam dayini yolluyorum oraya. Seni alip gelecek. Adresini ver bakiyim..."
-" Mahmutpasa Karakolu'ndayim... Gelirken kefalet için de biraz para getirsin yaninda..."
-"Karakol mu?...Bi de karakola mi düstün layyynnn? Ne yaptin?...."
-"Dün kafam çok bozuktu, çok içmisim. Araba kiralayip dolasmaya çiktim. O kafayla Arnavutköy'de kokoreççi dükkanina girdim. Ama neyse ki kimse ölmedi. Dükkan sahibiyle kiralik araba firmasina biraz para vermek gerekir sanirim..."
Adam artik iyice fenalasmistir. Hatta fenalasmak ne kelime; adeta kahrolmustur. Telefonda kisa bir sessizlik olur. Kiz tekrar konusmaya baslar:
-"Babacigim. Sakin üzülme. Bütün bunlar bir sakaydi. Ben sadece sinifta kaldigimi söylemek için aramistim..."
Bunun üzerine adam sevinçle ve mutlulukla haykirir:
-"Canin sagolsun be güzelim, bosveeerrr. Okul da neymis? Hiç mühim degil, tatli canin sagolsun senin...."
---------------------------------------------------------------
DÖRT KAFADAR
Dört kafadar akşam kafaları çekerler ve arabalarına binip evlerine giderken kaza geçirip dördüde ölür.
Günahkar bulunup cehenneme giderler.
Cehennem girişinde kendilerine sorulur;
Türk cehennemi veya avrupa cehennemi mi,hangisine gitmek istersiniz?
ikisi arasında ne fark var?
Avrupa cehenneminde her gün bir kepçe b.. yiyeceksiniz,
Türk cehennemin de her gün bir kova diye yanıt alırlar.
Üç arkadaş avrupa olanını tercih eder..
diğeri türk doğdum,türk öldüm ben türk cehennemini istiyorum der ve giderler.
Aradan 3 ay geçmiştir,avrupa cehenneminde olan 3 arkadaş biz burda her gün bir kepçe b.. yiyip durmaktan perişan olduk derler; Ya bizim diğer arkadaş her gün bir kova yemekten ne hale gelmiştir diyerek izin alıp arkadaşlarını ziyarete giderler.
O da ne gittiklerinde ne görsünler Türk cehenneminde olan yan gelip yatmakta;bu ne hal diye sorarlar...
O da ne desin, Burası türk cehennemi ..Bir gün b.. bulunuyor,kova yok....Diğer gün kova var,b.. yok....Üç aydan beri burda bir b.. yediğim yok..
----------------------------------------------------------------
İKİ İHTİMAL VAR
Dursun Temel'e sormuş:
- "Temel savaş çıkarsa bo..u yedik galiba"
Temel:
- "İki ihtimal var savaş ya çıkar ya çıkmaz,
çıkmazsa problem yok, çıkarsa iki ihtimal var, ya kaybederiz ya kazanırız, kazanırsak problem yok, kaybedersek iki ihtimal var,
ya ölürüz ya esir düşeriz, esir düşersek problem yok, ölürsek iki ihtimal var, ya gömerler ya kağıt fabrikasına yollarlar, gömerlerse problem yok, kağıt fabrıkasına yollarlarsa iki ihtimal var, ya birinci kalite ya ikinci kalite, birinci kalite olursa problem yok, ikinci kalite olursa iki ihtimal var, ya gazete kağıdı ya tuvalet kağıdı, gazete kağıdı olursak problem yok, tuvalet kağıdı olursak o zaman b..ku yedik demektir"
----------------------------------------------------------------
1000
Bir gün Temel ile Dursun uçak ta gidiyorlarmış. Birden uçak arızalanmış ve denize düşmüs. Bunlar yüzerek bi adaya çıkmışlar.
Oradaki kabile reisi
- Sizi öldürmem gerek, bizim adetlerimiz böyle
demiş.
- Ama sizi affedicem fakat bi şartla
demiş.
- Şafaktan gün batımına kadar bana adadan 1000 çeşit meyve toplayıp geleceksiniz ancak öyle affederim sizi
demiş.
Bunlar sabah çıkmışlar akşama doğru Temel gelmiş.
Reis
- Olum ben sana 1000 çeşit meyve dedim sen bana 1000 tane erik getirmişsin ama seni affedebilirim bu 1000 tane eriği teker teker *ötüne sokacaksın.
Temel başlamış sokmaya 1,10,100,999 derken birden gülmeye başlamış
Reis
- Ne oldu 1 tane kalmıştı
demiş.
Temel
- Ne yapıyım karşıdan Dursunu gördüm 1000 tane karpuzla geliyor
demiş
--------------------------------------------------
AMİN EVLATLARIM
Üç Amerikan askeri Iraklı bir amcanın bakkalına girerler alış veriş yaparken
'kahrolsun Amerika'diye ses duyarlar. Etrafa bakınırlar ve sesin bir
papağandan geldiğini görürler.
Bunun uzerine Iraklı bakkal amcaya 'bu papağanı buradan yok et yarın
geldiğimizde görürsek seni mahvederiz'derler.
Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar çünkü
papağan kuşunu çok sevmektedir. Derken aklına cami imamlarının papağanı
gelir. Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve 'Hocam eğer
sakıncası yoksa papağanları değişelim'der Hoca kabul eder ve değişim
gerçekleşir. Ertesi gün işgalci Amerikan askerleri gelir, papağanı görürler
ve kızarak :'biz sana bunu yok edeceksin demedikmi? '
Amca bu papağan o değil desede inandıramaz.
Sivri zekalı askerin biri ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup
olmadığını der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır:
'Kahrosun Amerika!!
ses çıkmyınca bakkal amca dahil hep birlikte bağırmalarını söyler:
-Kahrolsun Amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun Amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun Amerika!
papağan dile gelir
-Amin evlatlarım.....)))
-------------------------------------------------
TANIŞMAK İÇİN Paris'te karşı kaldırıma geçmek için yeşil ışığın yanmasını bekleyen güzel kızın yanına yaklaşan delikanlı: - Pardon matmazel, Georges Duval adında bir genç tanıyor musunuz? - Hayır, ne yazık ki tanımıyorum. Delikanlı gülümsedi: - Öyleyse onunla tanışmak ister misiniz?
-------------------------------------------------
TUTUKLAYIN - Komiser bey, beni tutuklayın. Karıma beş el ateş ettim. - Öldü mü? - Hayır, hiçbiri isabet etmedi. - Öyleyse neden tutuklanmayı istiyorsun? - Karım beni arıyor da...
-------------------------------------------------
PLAJIN YARARLARI Koca, doktora telefon etti: - Doktor bey, karıma plaj tavsiye etmiştiniz. "Hem sağlığı açısından yararlı, hem çocuğu olması için..." demiştiniz. Bütün bir yazı plajda geçirip döndük. İkimiz de bir yararını görmedik. Doktor: - Görmezsiniz elbet. Ben plaja birlikte gidin demedim ki, karınızın plaja yalnız gitmesini tavsiye ettim!
-------------------------------------------------
KARIŞIK Mehmet Bey köpeğinin tasmasından tutmuş yolda giderken, hoşlanmadığı bir komşusuyla karşılaştı. Komşu sordu: - Bu eşekle nereye gidiyorsun? - Yahu bu köpek be, diye tersledi Mehmet Bey. Köpekle eşeği birbirinden ayıramıyor musun? Komşu aldırışsız: - Ben köpekle konuşuyorum. Sen ne diye söze karışıyorsun?
--------------------------------------------------
SÜPER BENZİN İki deli, yolda giderken bir direksiyon bulunca çok sevindiler. O sevinçle "saatte 160'la" uzunca bir süre yol aldıktan sonra benzincinin önünde durdular. "Arabayı süren": - Onbin liralık, dedi, süper olsun. Benzinci ikisini de tepeden tırnağa süzdükten sonra: - Gidin işinize be! diye bağırdı, sizin civatalarınız gevşek! İkincisi, "araba kullanana" döndü: - Gördün mü! Araba masraf kapısı açtı bile!
----------------------------------------------------
SOKAKTA - Beyefendi, çevrede bekçi ya da polise rastladınız mı? - Hayır, evladım. - Öyleyse lütfen para cüzdanınızla saatinizi bana teslim eden.
--------------------------------------------------
YAĞMA YOK Genç nişanlılar ertesi gün evleniyorlardı. Erkek: "Sevgilim, sabrım tükendi. Ne olur odama gel. Nasıl olsa yarın evleneceğiz." Kız öfkeyle yanıt verdi: "Yağma yok öyle. Her seferinde böyle kandırdılar. Bir daha çürük tahtaya basmam."
----------------------------------------------------
DOPİNG Temel olimpiyat oyunları 100 metre finalinde doping yapmış.Anlaşılmasın diye sonuncu olmuş.
----------------------------------------------------
ÇAY ELİNDEN ÖTEYE... Venedikte deney yapan bilim adamları insanların beyninden parça alarak etkisini görmek için söyledikleri kelimelere bakıyorlar.Bir İtalyan kobay başlıyor : -Huano mito. Beyninden biraz parça alıyorlar tekrar başlıyor : -Huano mi. Biraz daha parça alıyorlar : -Huan. Beyninin son parçasını alıyorlar ve adam başlıyor : -Çay elinden öteyi gidelim yali yali.....
--------------------------------------------------
TAM ADAMINA GELMİŞ -Ayağınızdaki nasırı tedavi ettirmek için bana gelmekte isabet buyurmuşsunuz beyefendi.İnanın bana, hiçbir doktor nasır konusunu benden daha iyi bilemez.Nasır denen mereti tam yirmi yıldır çekiyorum!..
-------------------------------------------------
YALAN SÖYLEMİŞ Akıl hastanesine yeni gelen doktor, hastaları ziyaret ediyordu.Birine yaklaştı : -Sizin adınız nedir bakayım? -Hüsamettin efendim. -Soyadınız? -Tanrıoğlu. Tam o sırada yandaki yaşlı : -İnanma inanma doktor, yalan söylüyor.Benim böyle bir oğlum yoktur.
---------------------------------------------------
BAK HELE ! Doktor, hastasını uyarmış : -Bakın, sonra söylemediydi demeyin, bu uyku haplarına devam edecek olursanız, sizde alışkanlık yaratır. Hasta bilgiç bilgiç gülümsemiş : -Sen ne diyorsun Doktor Bey! Ben bu hapları evelallah yirmi yıldır alırım, hiçbir alışkanlık yaptığını görmedim daha!...
--------------------------------------------------
MAİL
Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır.
Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya karar verir.
Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir....
Tam bu sırada farklı bir yerde kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür,arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır.
Odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür.
-Kime : Sevgili karıma
Konu : Yeni ulaştım.
Tarih : 16 Mayıs 2004 Benden haber aldığına şaşıracağından eminim. Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz. Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. Her şey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış. Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum. Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin.
Not : Burası çok sıcak
-------------------------------------------------
SAZAN
Otobüsle giderken, Bolu Dağı'nda verilen molada hemen tuvalete koşturdu.
Korkunç sıkışmıştı. Şansına boş kabin bulup kendini oraya attı...
Tam oturmuştu ki yan kabinden bir ses "merhaba" dedi.
Adam şaşkın "Merhaba" diye cevap verdi.
Ses devam etti: "Nasılsın?"
İlk defa başına böyle bir şey geliyordu...
Yine şaşkın şaşkın yanıtladı: "Sağ ol, iyiyim. sen nasılsın?"
Ses sordu: "Ne yapıyorsun?"
Bir an tereddüt geçirdi. Adam onun tuvalette olduğunu bildiği için mutlaka ne yaptığını da biliyordu. Düşündü ve yanıtladı: "Ben" dedi "İstanbul'dan Ankara'ya gidiyorum. Sen nereye gidiyorsun?"
Adamın sonraki cümlesi bu muhabbeti sona erdirdi.
"Hayatım, telefonu kapatıyorum.Yandaki tuvalette bir gerizekalı var. Sana sorduğum sorulara yanıt verip duruyor. Ben seni sonra ararım..."
------------------------------------------------
ISLAK OLAN KURUTULMALI
Jim ile Mary akıl hastanesinde iki hastadır. Bir gün hastanenin yüzme havuzunun etrafında dolaşırken Jim aniden suya atlayıp en dibe batar. Bunu gören Mary hemen ardından atlar ve dibe kadar yüzüp Jim'i kurtarır. Tabii Mary'nin bu kahramanca davranışı hastanede olay olur. Bunu duyan başhekim de Mary'nin artık iyileştiğini düşünüp, hastaneden derhal taburcu edilmesi emrini verir. İşlemler yapılır,
belgeler çıkartılır, Başhekim ayni gün Mary'nin yanına gider:
-Mary, sana bir iyi bir de kötü haberim var. İyi haberim, yaptığın kahramanca davranıştan ötürü anladık ki akli dengen tamamen yerinde ve böylece hastanemizden taburcu oluyorsun. Kötü habere gelince, kurtardığın hasta, Jim, intihar etmiş. Az önce odasının banyosunda kendisini asmış bulundu.
- Mary gayet sakin yanıt verir: “O intihar falan etmedi ki. Ben onu astım kurusun diye
---------------------------------------------------
KAZIK
Bir kayserli cocuk babasinda para ister
- Baba bana çok acil 500.000 Lira lazım der
Babası :
- Ne 400.000 Binliramı Napacan 300.000 Binlirayı 200.000 Lira yetmezmi der al Şu 100.000 Lirayı der ve 50.000 Lira verir. Ve çocuk parayı aldıktan sonra gulmeye başlar ve baba sorar...
-Niye gülüyosun Olum
ve cocuk ekler baba zaten bana 50.000 Lira lazımdı biliyordum böyle yapacagını der..
-Baba gülmeye başlar ve derki
Ulan eşşolueşşek sahte 50.000 lira vermesek bizi kazıklayacan der...
---------------------------------------------------
TAKSİ
Taksinin yokuşta frenleri patlamış, müthiş bir hızla aşağı iniyormuş. Kayseri'li müşteri bağırmış.
-Durdur şu arabayı. Şoför panik içinde haykırmış :
-Durduramıyorum!-
-O zaman taksimetreyi durdur hiç değilse, demiş Kayserili....
|
|
|
|
|
|